Nusaybin Escort ’in dar sokaklarında, taş duvarlı eski evlerin arasında, bir kız çocuğu büyüyordu: Elif. Küçüklüğünden beri cesaretiyle tanınırdı. Diğer çocuklar korkarak uzak durduğu harabelere girer, nehrin kenarında tek başına yürümekten çekinmezdi. Ama onun asıl hikâyesi, bir kış günü, büyük bir fırtınanın ortasında başladı.

O gün hava kapkara olmuş, rüzgâr Nusaybin Eskort ’in tozlu yollarında uğuldamıştı. Elif, evlerinin avlusunda oynarken, büyükannesinin sesiyle irkildi.

“Elif, kuzum! Fırtına geliyor, içeri gir!”

Ama Elif’in aklı, mahallenin en ucundaki terkedilmiş taş evdeydi. Orada yıllardır kimsenin açamadığı bir kapı vardı. Yaşlılar, içinde bir sır saklandığını söylerdi. O an, sanki fırtına ona bir işaret gibiydi.

Kimseye haber vermeden o eve doğru koşmaya başladı. Rüzgâr kulaklarında uğulduyor, ayaklarının altındaki taşlar kayıyordu. Kapıya ulaştığında, kalbi heyecandan hızla çarpıyordu. Elleriyle ağır demir kulpu kavradı, ama kapı hiç beklemediği kadar kolay açıldı.

İçerisi loştu. Rutubet kokusu genzini yaktı. Duvarlarda eski yazılar vardı, ama tam o an, rüzgâr arkasındaki kapıyı çarparak kapattı. Elif irkildi ama geri dönmedi. Bir adım attı, sonra bir adım daha…

Ta ki, odanın ortasında duran sandığı görene kadar.

Sandık, o kadar eskiydi ki, üzerindeki işlemeler neredeyse silinmişti. Ellerini uzattı, kapağı kaldırmaya çalıştı ama ağırdı. Sonra garip bir şey oldu—sanki sandığın içinden biri konuşuyordu.

“Elif… Korkma.”
Mardin Escort
Küçük kız nefesi kesilmiş gibi geri çekildi. Ama içindeki merak daha güçlüydü. Sandığın kapağını biraz daha kaldırınca, içinden aniden bir ışık süzüldü. Gözlerini kıstı ve sandığın içine baktığında, gördüğü şey karşısında dili tutuldu.

Sandığın içinde, Musaybin’in eski zamanlarına ait bir altın mühür vardı. Büyükannesi ona, Musaybin’in bir zamanlar önemli bir kervan yolu üzerinde olduğunu, burada büyük bir hazinenin saklı olabileceğini anlatmıştı.

Ama Elif için bu sadece bir başlangıçtı… Çünkü o mühür, aslında kaderinin bir parçasıydı.